top of page
Yazarın fotoğrafıERSİN ÇAL

YARAM ARTIK KANAMIYOR!

Güncelleme tarihi: 20 May 2021


Yaram kanıyor…


Söyleyeceklerim var benim: Başı sitem, sonu sitem, özünde sitem olan. Yazar vesile, onun elindeki kalem benim. Söyleyeceği olanlara araç ben idim; bugün söyleyecekleri olan benim.


Ahireti anlatırken çocuğuna verdiğin bir örneğim. Adem ile Havva diye başlar, bir ağaç ile devam edersin ya hikâyene, sanki benmişim gibi insanın cennetten kovulmasına sebep olan beni düşman mı bellersin? Senin kin gütmekten vazgeçemediğin o cennet parçası benim.


Dalımı kıran insan, sana meyve veren dal benim. Gövdemi çizen insan, senin elindeki bıçağın sapı benim.


Sen yaşarsın ya aşkı! Senin anlattıklarından ve bana yaşattıklarından onu en iyi bilenim. Sen ne zaman dertlensen; derdini de dinleyenim. Aşk ile açtığın yarayla günlerce acı çeken, nefretinle çizik atıp karaladığın gövde benim.


Sen sensin Ey İnsan, ben de benim. Bir damla su verirsen köklerime şımarır çiçeklenirim. Sana bal yapan arıya yuva olan benim. Alsan kurumuş bir dalımı üstümden nasıl da hafiflerim? Senin için her şeyim. Sen bana yaşama şansı ver; ben de sana nefes vereyim.



İnsansın; cansın benim gibi nefes alır, sen de yaşarsın. Evin var senin. O üstüne çöplerini bıraktığın toprak var ya o da benim evim. Yusuf’ u kuyuya atan sensin, senin yüzünden bir çöp kuyusunda yaşayan da benim.


Yaşarız dünyada. Sen beni bilirsin ben de seni... İmrenirim aşkına, gülüşüne, dostluğuna ve de ailenle piknik yapışına. Olabilseydim senin gibi ben de aşık olurdum aslında. Sonra çocuklarımla oynardım sevgiyle doya doya.


Sakın bana sorma: Çizer miydim senin gövdene bir iki harf aşkla ya da çöplerimle kirletir miydim evini hunharca? Asla! Acı veren sen, muzdarip benim. Yani acı ne demek en iyi bilenim.


At elinden bıçağı sana kardeş olan benim. Ne sevgiyle çiz beni ne de karala nefretle. İhtiyaç duyduğunda her an sana bir tutam nefesim. Yusuf’ un kardeşleri gibi et tövbeni: Dur artık ki yaram kanamasın, dalım kurumasın, isterim ki insanlar gölgesiz kalmasın. Senin yüzünden ağlayan da benim canım çok yansa da senin için üzülen de ben.


İstemeyi bilmem, vermeyi bilirim. Bırak bu sefer de ben bir şeyler isteyeyim: Meyvemi ye; dalımı kırma! Gövdeme yaslan; kökümü kurutma! Gölgeme sığın;

yanma! Ne olur beni de yakma! Evimdir toprak ya çöpünü üstünde UNUTMA!


Ben söylemekten âcizim. İnsan duymaktan âciz mi? Ey Güzel İnsan, içimde var bir ağırlık, işte odur derdim. Söyleyemiyorum ya ben, bak halime gör isterim. Anla ne olur: Yaşayan sensin, yaşadığını sandığın o yaşam benim.


Doğanın en dağınık hali bile güzel.

Yaram artık kanamıyor. Tertemiz bir doğada hafif bir rüzgârın etkisiyle bir o yana bir bu yana sallanıyorum. Arılar ziyaret ediyor beni; çiçeklerimle koklaşıp ayrılıyorlar. Kuşlara evim, ne de tatlı meyvelerim. Bazen gökten inen yağmur bazen de insanların elinden akan yaşam damlaları canıma can katıyor. Misk i amber kokulu bir toprağın üstünde yaşıyorum. Tertemiz bir çevre nasıl da mutluluk veriyor bana ve de tüm insanlara. İnsan kendine layık gördüğü gibi bırakıyor artık doğayı ardında. Yani herkes insan gibi yaşa(ı)yor.


Söyleyecek çok şeyim vardı. Bana hayallerini anlatan - çizen insanlardan konuşmayı ne yazık ki öğrenemedim ama gerçek olur ya da olmaz bilemem: Hayal kurmayı öğrendim artık. Dedim ya yaram artık kanamıyor! Sadece hayal kuruyorum…




Haydi Sen De Ara Ersin ÇAL sizin için yazdı.


YAZAR İLETİŞİM BİLGİLERİ


Youtube Kanalı için TIKLAYINIZ

Web Sitesi: www.egitimseviyesi.com



171 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

MUSLUK VE KOVA

Comments


bottom of page