Asıl olan her ne kadar ayrıştırmaya çalışsak da birbirimizi tekte birleşmek önemli olan. 2020 yılı bize bunu acı bir şekilde öğretiyor ama görmek isteyenler için ya da benim gibi bakanlar için.
Ayrı ayrı planları olan dünyayı yönetmeye çalışan devletler görünmeyen küçücük bir canlı karşısında nasıl da küçüldüler?
Varlığını gözleriyle göremedikleri bir virüsün yapabildiklerini gören insanlar Allah'ın varlığını hala sorguluyor mu acaba? Peki zaten inananlar kendilerini yeterince sorguluyor mu? Mutlaka bir gün gelecek olan sonu yeterince düşünüyor muyuz? Ne de olsa düşünmek için vaktimiz var değil mi?
Diğer yıllardan farklı olarak bu yıl ne oluyordu?
Küçülen devletler, küçülen insanlık, ayrışan örgütler, ayrışan insanlık bir kez daha Allah'ın takdiri ile birleşiyordu, inanıyordu, kader birliği yapıyordu, tek olanı hatırlıyordu ve hep aklında tutmaya başlıyordu. Ne güzel değil mi?
2020 çok canımızı yaktı ama şimdi farklı bir pencere açalım mı? Teori değil hayaller alemine tatlı bir yolculuk olsun bu. Hayaller bulaşsa da öldürmez ya.
Kadir Gecesi Kur'an-ı Kerim'in indirildiği gece. Kur'an-ı Kerim'i insanlar okuyarak ve yaşayarak kurtuluşa erecekti, yani hakikate erecekti. Uyuyan bir milletin 19 Mayıs'ta gerçekleri okuyup öğrenip uyanması gibi. Kurtuluş Savaşı’nın ilk yumruğunun indiği gündü bugün. Samsun’a çıkıp halkı aydınlatmaya başladığı gündü Mustafa Kemal'in.
Birçok olay meydana gelmiştir aşure günü. Ne olaylar hem de. Tıpkı bu sene birçok önemli olayın aynı güne denk gelmesi gibi değil mi? Sizce bunu kim planlamış olabilir ki? Hz. Adem'in tövbesi, Hz. İdris'in diri olarak göğe yükseltilmesi, Hz. Nuh'un tufandan kurtulması, Hz. İbrahim'in ateşte yanmaması, Hz. Yakub'un Hz. Yusuf' a kavuşması, Hz. Eyüp'ün hastalıklarından iyileşmesi, Hz Musa'nın Kızıldeniz’ den geçip İsrailoğulları' nı Firavun’dan kurtarması ,Hz. Yusuf'un balığın karnından çıkması, Hz. İsa'nın doğumu ve ölümden kurtulup göre yükseltilmesi tüm bunlar aşure gününde olmuş farklı zamanlarda ama aynı günde. Aşure yemeğini düşünün türlü türlü yiyeceklerin bir araya gelerek bir kapta buluşmasını bir düşünün. Şimdi de 30 Ağustosu: Savaş öncesi yurdun her tarafından gelen askerlerin aynı cephede aynı amaç için birleştiğini hatırlayın, onların halini bir hayal edin ve Tekalif-i Milliye emirlerini ve yurdun dört bir yanından gelen yardımların birleşmesini düşünün. Bu yıl da birçok şey aynı gün, aynı yıl içerisinde buluşmadı mı? Bu sadece bir tesadüf mü, size hiç anlamlı gelmiyor mu ?Evrenin, doğanın, Allah'ın mesajı sizce sadece tesadüf olabilir mi? Mevlit Kandili de yani Hz. Muhammed'in dünyaya bir ışık gibi doğduğu gün de yeni bir devletin doğduğu ve dünyaya umut - ışık olan bir devletin doğduğu 29 Ekim'e Cumhuriyet’in ilanına denk geliyor. Pes doğrusu!
Ey Türk Milleti,
Hala bencillikle elinden kurtulup planlarından kendini sıyırıp doğanın ve Allah'ın bu birleştirici mesajına tesadüf mü diyeceksin, hâlâ birleşmeyecek misin? Birlik olmayacak mısın? Gerçekten dünya için insanlık için bu hastalığın çok özel bir mesaj olduğunu hala anlamadın mı? Belki bu açıdan bakarsanız 2020' nin getirdiği salgın, deprem, çığ, felaket, savaş bize farklı şeyler düşündürebilir, düşündürmelidir.
İsteyen bedel ödemek desin, isteyen kefaret desin, isteyen ders almak desin, isteyen biyolojik desin ne derse desin! Belki bu tarihi kader birliğini yaşadığımız için çok ayrıcalıklıyız. Nereden bakarsanız bakın yaşadığımız her an çok kıymetli. Kıymetini bilelim. İlginç bir yıl oluyor, bu yılın sağı solu belli olmuyor, şakası yok. Kimi bencilliklerimizi, planlarımızı, pazarlıklarımızı, bahanelerimizi, önyargılarımızı, polemiklerimizi bir kenara bırakıp en çok düşünmemiz gereken zamanda birlik olalım, hayata yeni bir sayfa açalım.
Dedim ya hayal bunlar. Sadece belki gerçek olur diye dillendiriyoruz işte.
Benzer Yazılar:
YIL 2020: ŞİMDİ NORMALLEŞMELİ (Ersin ÇAL yazdı.)
留言