Aslında bu soruyu çoğaltabiliriz. Ebu Bekir, Hz. Ebu Bekir (ra) olur muydu; Ömer B. Hattab, Hz.Ömer (ra) olur muydu..? Pekala bu yüce şahsiyetleri bizler için yüce kılan neydi? Hangi değer, hangi eğitim metodu, hangi insan bunları kız çocuklarını diri diri toprağa gömen, yol üstünde eşkiyalık yapan, kabileler arasında ne için çıktığı bilinmeyen savaşlarda birbirlerini acımasızca öldüren, ırkçılığın en şiddetli hali ile yaşayarak mezarlıklardaki ölülerinin bile sayısı ile övünen, kadının bir meta olarak görüldüğü, kölelerin insan yerine konulmadığı Cahiliye Devri’ nin içerisinden çıkarıp Allah katında, Allah’ın Resulü' nun gözünde ve kıyamete kadar gelecek olan Müslümanlar ve gayri Müslümanlar nazarında değerli kıldı ki? Tabi ki İSLAM.
Çanakkale Savaşı’ nda batı orduları komutanı olan General Winston Churchill 1932 yılındaki bir avam kamarasında Osmanlı üzerindeki stratejisinin başarısız olduğunu dikkat çeken eleştirilere yönelik şöyle bir konuşma yapar: “Sayın İngiliz Kraliyet Ailesi, lordlar ve mebuslar. Bugün sizlere ebedi bir düşman ve onu imha politikasından bahsedeceğim: Bu düşman Müslüman Türkler’dir. Nasıl ki atalarımız Amerika kıtasına gidip oradaki yerli kabileleri kıyıma tabi tuttular ve onları imha ettilerse bizler de bugün Asya’nın beyaz Kızılderelileri olan Türkleri öyle imha etmeli, kalanları ise sürüp geldikleri doğuya, Asya’ ya atmalıyız. Ege’ de uzun zamandan beri düşünülen medeniyetimizin membası ve Avrupa soyunun babası Yunanlıların hülyasını gerçekleştirmeli, yeniden bu topraklarda hakimiyetlerini sağlamalıyız. Dünyanın incisi durumunda olan ve jeopolitik yönden büyük öneme sahip Boğazların Türkler’ in elinde bulunmasındansa dindaşlarımız Yunanlıların elinde bulunması çok büyük rahatlıklara ve faydalara sebep olacaktır. Dünya hakimi olma yolunda hareket eden Ruslar belki bizim için engel teşkil edecektir. Onlar da boğazları istemektedir. Türkler’ e karşı geçecekleri herhangi bir saldırıda Rusları durdurmanın yolları, o anda Türkler’ e yardımla mümkündür. Fakat şu halde Türkler’ i güç ve ağırlık olarak yüz grama çıkarmamalı, elli grama ise hiç düşürmemeliyiz. Biraz kuruyunca sulamak, biraz yeşerince budamak icap eder. Bunun yolu da ‘kitapları olan Kur’an’ ı ellerinden almakla mümkündür’. Eğer Türkler’in elinden “Kur’an’ ı alamazsanız, onları mümkün değil yenemezsiniz. Öyleyse şimdiden Türkiye’ ye karşı dinsizlik silahlarını çevirerek, onları en hassas imanlı kalplerinden vurmaya hazır oluruz.”
Kur’an’ı elimizden almak demek onu alıp yok etmek demek değil, duvarda süs haline çevirmek demektir. Kur’an’ı elimizden almak demek onu okuyup anlamamak demektir. Kur’an’ı elimizden almak demek onu okuyup onun hükümleri ile yaşamamak demektir. Çünkü Kur’an İslam’ın kelamı, Allah’ın kanunları demektir. Yeryüzünü onun yaratıcısının kanunları ile değil de insanî kanunlar ve kurallar çerçevesinde yönetirsen neler olduğunu tarih boyunca görmekteyiz.
Churcill ve onun yolunda olanlar asrımızın hastalığı olan imansızlığı içimize attılar. İmansız bir din inşa ettiler bizlere. İnancımızı kültürümüz haline çevirdiler. Maalesef, “atalarımızın dinini” yaşar olduk. İçimizden çıkmış her bir yüce şahsiyeti yüce yapan imanı, bağrımızdan söküp aldılar. Toplumu ilmek ilmek işlediler. Sanatından sporuna, müziğinden kıyafetine, yaşam tarzından estetiğine kadar ne varsa imansız bir İslam anlayışı üzerine bina ettiler. Kime dinini sorsan “Elhamdulillah Müslümanım.” der ama sadece der. Yaşantısına, işine, kıyafetine vs. bakarsan başka bir şey görürsün.
Mevlana, Hz. Mevlana olur muydu? İslam olmasa idi olamazdı. Ebu Bekir, Hz. Ebu Bekir (ra); Ömer b.Hattab, Hz.Ömer (ra) olur muydu? İslam olmasa idi olamazdı. Büyük Selçuklu Hükümdarı, Anadolu’ nun Fatihi Alp Arslan imanı korumak ve İslam’ ı Anadolu’da tesis etmek için savaş meydanına kefeni ile çıkar mıydı? İslam olmasa idi çıkmazdı. 1099 yılında Hristiyanlarca işgal edildikten sonra kadın, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden sokaklarında günlerce Müslüman kanı akıtılan Kudüs’ ü 1187 yılında geri alan ve isteyen tüm Hristiyanların güven içerisinde şehirden ayrılabileceğini söyleyen Selahaddin olur muydu? İslam olmasa olmazdı. 1453 yılının Mayıs ayında, o zamanki adı ile Konstantiniyye’ yi yıllarca süren hazırlıklar, aylarca süren kuşatma ile fetheden ve o zaman kilise olan Ayasofya’ ya sığınanlara eman veren, direnmeyen herkesin canını bağışlayan gönüller Fatih' i Sultan Mehmed Han olur muydu? İslam olmasa idi olmazdı.
Şahıslar İslam ile yücelir, gönüller iman ile coşar. Üstadım Mehmet Akif’in deyişiyle :
“İmandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür, İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür.” İllâ İMAN, illâ İSLAM.
Yazar: Mustafa SİNAN AKTAŞ
Yazının Yayımladığı Yer: www.egitimseviyesi.com
DİĞER YAZILARIMIZ:
Bir Tek İnsan Mustafa Sinan AKTAŞ sizin için yazdı.
Eğitim Seviyesi Neden Önemli? Yasin ÇAL sizin için yazdı.
Haydi Sen De Ara Ersin ÇAL sizin için yazdı.
Yıl 2020: Şimdi Normalleşiyoruz Ersin ÇAL sizin için yazdı.
コメント