Evet aynen hocam diyenleri duyar gibiyim.Yoo hiç sıkıntı çekmedik gayet iyi atlattık diyenleri de.Hepimiz geçtik o sıralardan.İddialı olacak belki ama insan o sıralarda aslında okuyup yazmaya çalışırken kendi kaderini yazıp okumaya çalışıyor farkında olmadan.Evet insan için okuma yazma çok önemli hatta vazgeçilmez bir süreç.O sürecin nasıl geçtiği tüm hayatını etkiliyor.Tabi çocuk için nasıl geçiyor, veliler için nasıl geçiyor çok önemli.Öyle bir süreç ki çocuğun hayatı boyunca okuma yazma sürecindeki üretkenliğini etkiliyor.
Şunu unutmayalım 1. 2. 3. sınıfta bence en önemli şey çocuğun okulu ve öğrenmeyi sevmesi.Zorunluluklar zor gelir o yavrulara,kime zor gelmez ki? Hangimiz hayatımızda her şeyi seve seve yapıyoruz ki?Ya da sevmediğimiz, istemediğimiz bir şeyi dört dörtlük yapma konusunda ne kadar çaba harcıyoruz ki?
Bir kere şunda anlaşalım çocuk okuyamıyor,yazamıyor başarısız olacak diye bir şey yok ya da çok iyi okuyup yazıyor her şeyde başarılı olacak diye bir şey de yok.Onları küçümsemeyin kaderin onlar için ne sakladığını öğretmenler de anne babalar da bilemez.Onlar bir kampta değiller bizim gibi bu hayatı yaşıyorlar ve ne yaşadıklarını asla unutmayacaklar.Biz de bu süreçte onların hayatına dahil oluyoruz sadece.Biz yetişkinler her şeyde başarılı olduk mu?Ya da bir şeyi yapamayınca hemen vazgeçtik mi,tamamen başarısız olduk mu?
Okuma yazma süreci çok yönlü beceriler gerektiriyor. Çocuk için inanılmaz karmaşık görünüyor bunu zevkli hale getirmek bizlerin elinde.Öğretmen olarak bu süreçte ne kadar fazla duyuya hitap etsek az.Aynı şey veliler için de geçerli.Bakın bir marangozdan buzdolabı yapmasını bekleyebilir misiniz? Çocuktan da becerileri dışında bir şeyler istemek ona işkence gibi gelecek..O yüzden aile ve öğretmen çocuğu çok iyi tanıyacak ve çocuğun da kendisini tanıma sürecine yardımcı olacak.
Önce bu çocuk ezber mi yapıyor,görerek mi öğreniyor,müzikleştirerek mi öğreniyor,drama ya da farklı hareket türleri ile mi öğreniyor,dokunarak kendi yaparak mı öğreniyor,arkadaş ortamında mı daha iyi öğreniyor çok iyi gözlemlemek gerek.Ona göre uygun öğrenme ortamı ve araç-gereçleri hazırlamamız gerekiyor.
En önemlisi çocuk bu yöntemlerden hangisini yaparken daha mutlu oluyor ve zevkle yapıyor.Çocuk mutlu olduğu şekilde daha iyi öğrenir.
Düşünsenize gerek sınıf ortamındaki heyecandan gerekse beyin yapısı ona müsait olmadığından ezber yapamayan bir çocuğa sadece bilgi verip ezberlemesini beklemek ne kadar haksızlık olur.Ya da görerek daha iyi öğrenen bir çocuğa sadece anlatım yapılırsa nasıl bir kıyım olur?Hareketli ve sportif faaliyetlere ilgili, yaratıcı bir çocuğun bu yönünü kullanmadığımızda nasıl köreldiğini hayal edin.Sorduğumuz sorular da ilginç.Görerek öğrenen bir çocuğa bilgi sorusu sormak da yanlış.Ona görsellerle hitap etmeliyiz.Müzik kulağı olan bir çocuğa ritimli sorular sormalıyız.Bedensel zekası baskın olan bir çocuğa dokunabileceği,performans sergileyebileceği bir ortam hazırlanmalı.
Öğretmenler okuma yazma sürecini önce velilere anlatmalı.Sadece bir gün belki de bir hafta bunu anlatmak bile çok değil inanın.Yenilikleri bilmeden, anlatmadan körü körüne eski bilinen yoldan nereye kadar gidilebilir.Çocuğun nasıl ve neyi öğrendiğini bilmeyen bir veli çocuğuna nasıl yardımcı olsun.Tüm derslerin kazanımları özet halinde velilere verilmeli ve neler yapılacağı hakkında kısa kısa bilgi verilmeli.Sevgili veliler okuma yazma sürecinde farkında olmadan çok bağırabilirsiniz.Ne kadar çok bağırırsanız o kadar dinlenmezsiniz. Bazen imkansız gibi görünebilir.Sakin olun ve sabırlı olun.Bir sayfa sabır yazsanız boşuna değil inanın.Etkinliklerde öğretmenle birlikte ilerleyin fazladan etkinlik yapmayın,eksik etkinlik de bırakmayın,sınıfın ritmini bozmayın.
Okuma daha hızlı gelişir yazma geriden gelir.Yazma için çocuklara her gün egzersiz yaptırın.Bileklerini,parmaklarını çalıştıracak etkinlikler,oyunlar sunun.Hamurla oynasın,çamurla oynasın,makara sarsın,bir yere asılsın,iğne deliğinden ip geçirsin,tepeleme su dolu bir bardağı taşımaya çalışsın,düz bir çizgi üzerinde yürümeye çalışsın ve yürürken sağa sola zıplasın,stres topu sıksın,spor hareketleri yapsın.Bunu her gün düzenli yapmalı.Hatta 1.sınıfa başlamadan siz başlayın.Bir de alışılmışın dışına çıkın.4 kere 5 kaç eder?Ezberle artık şunu ya! Bırak ezberlemesin. Şarkı söyleyerek bulsun,sayarak bulsun,hareket etmesine izin verin,görebileceği bir şey gösterin,başkasına sorsun,doğadan öğrensin.
Aynı şey okuma yazma süreci için de geçerli.Gerek aileler gerek öğretmenler bol etkinlik yaptırmalı ve işi eğlenceli hale getirmeli.Sevgili veliler evet başka çocuğunuz var,evet hastalıklarınız var,evet işiniz var anlıyorum.İş lazım,aş lazım doğru.Ama o çocuğun da kaçan bir hayatı var.O çocuğun da duygusal olarak ihtiyaçları var.Derin bir nefes alıp kendinize şunu söyleyin:Tamam sakin,pes etmek yok, her şeyi planlarsam her şeye yetebilirim.Planlarınız tutmadı mı yeniden biçimlendirin.Kendinizi unutun demiyorum kendinize de vakit ayırın bu planın içinde.Evde çocuk için dikkatini dağıtabilecek unsurları azaltın.Tv,kardeş,misafir,oyun,oyuncak,şiddet olan bir ortamda öğrenme daha da zorlaşır.
Çocuğunuza evde mutlaka bir pano hazırlayın.Odasının,yoksa evin müsait bir köşesini ona ayırın.Öğrendiklerini orada sergilesin.Çocuklarla birlikte oynamaktan onlarla öğrenme yolculuğuna yeniden çıkmaktan korkmayın.Onların seviyesine inmekle küçülmezsiniz.Oynayın ,siz de onunla eğlenin,etkinlik yapın ama ona çok müdahele etmeyin,yaratıcılığını gölgelemeyin.Kendisi karar versin,biçimlendirsin siz rehberlik yapın.Ve bu süreçte asla öğretmenle sorun yaşamamaya çalışın.
Öğretmen mutluysa çocuk da mutlu olur.Ona küçük sürprizler yapın,düşünceli davranın.Çocukları örnek alın küçücük bir çiçeği bile öğretmene vermek istiyorlar neden acaba?Çocuğunuzun yanında asla öğretmeni kötülemeyin.Çocuk saygı duyulmayan birinden öğrenmek istemez.Verilen etkinlikler size ne kadar saçma da gelse katılmaya çalışın.Bu süreçte diğer sınıf velileri ile mutlaka etkinlikler yapın ve aranızı iyi tutun.Okul dışında da çocukların birbiri ile görüşmesine ve planlar yapmalarına izin verin.1.sınıftan itibaren artık hesaplamaları çocuğunuza bırakın ve sabırlı olun.
Fırsat verin.Hesaplamayı sevmiyoruz çünkü biz hesap yaparken bizi beklemediler.Dalga geçtiler bir şeyi hesaplayamıyorsun diye.Siz bunu yapmayın gerekirse kalem defter verin eline uzun uzun yapsın.Markete gittiniz,manava gittiniz,pazara gittiniz,elektrik su faturası geldi,kira ödeyeceksiniz...Tüm bunları çocuğunuzdan habersiz yapmayın.Benim imkanım yok hocam demeyin.Gerektiğinde bahçedeki çalı çırpı,yoldaki taşlar,ağaçlar,arabalar,hayvanlar bile her şeyi öğretmeye yeter.Çalılardan onluk birlik yapın,toplama çıkarma yaptırın,hayvanların ayaklarını hesaplattırın,arabaların plakalarını okutturun,ağaçları anlatın,kuşlar için hayvanlar için bir şey yapın,böceklerin bile otların bile canlı olduğunu anlatın.Doğadaki canlıların birbiri ile ilişkilerini anlatın.
Son olarak konuyu şöyle özetlemek istiyorum öğrenmenin yaşı yoktur gerek öğretmenler gerek veliler gerek öğrenciler sürekli bir öğrenme halindedir.Burada en önemli şey bireyin kendini tanıması.Daha sonra doğayı,dünyayı,etrafını tanıması.Bu süreç ne kadar sancısız geçerse o kadar mutlu olur birey.Öğrenme yolculuğunuz hiç bitmesin.
Comentários