Başarı, üzerine düşünüldüğünde genel anlamda öğrencilerin derslerinde gösterdiği performans akla gelse de bunun yeterli olmadığını belirtmeliyiz. Sadece akademik anlamda gösterilen performans ile tanımlanan bir başarı birçok yönüyle eksik kalmaktadır. Çevresiyle etkili iletişim kuramayan, öfkesini kontrol edemeyen, sosyal faaliyetlere katılma noktasında çekingen davranan ve topluma uyum sağlama noktasında sıkıntı yaşayan kısacası sosyal yönden başarı gösteremeyen bireylerin göstermiş olduğu akademik başarının bireyin kendine ya da topluma faydalı olamayacağı ortadır. Akademik başarı sosyal başarı ile desteklenmediğinde çoğu zaman istenmeyen sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu da hiçbir ebeveynin istediği bir durum değildir.
Çocuğun kişiliği aile hayatında şekillenmeye başlamaktadır. Kimlik duygusu, benlik algısı ve özgüven duygusu aile bireylerinin sağladığı iletişim ortamında aile hayatı içinde kazanılmaktadır. Bu sebepledir ki özellikle yaşamının ilk on yılını mutlu bir aile ortamında geçiremeyen çocuklar hem sosyal başarı hem de akademik başarı açısından akranlarından geride kalmaktadırlar. İyi bir okul ortamında bu durum bir nebze de olsa telafi edilebilmektedir ancak bu eksikliğin insan hayatı üzerindeki olumsuz etkilerinin tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmamaktadır.
En iyi öğretmen arayışı, en kaliteli kitapları bulmaya çalışmak, en güzel kalemler, güzel kıyafetler vb. çocuğunun başarılı olmasını isteyen her ebeveynin çocuğuna sunmaya çalıştıkları imkanlar arasındadır. Çocuklar için sadece bunların sağlanmasının akademik ve sosyal başarı açısından yeterli olacağı algısı ise büyük bir yanılgıdır. Mutlu, iletişime açık bir aile ortamında ise fiziksel yoksunluklara rağmen hem akademik hem de sosyal anlamda başarılı çocuklar yetişmesinin mümkün olduğu unutulmamalıdır.
Ailelerin çocukların başarısı üzerinde doğrudan ya da dolaylı yönden etkileri olduğunu bilmeleri ve bunu kabul ederek kendilerine düşen rollerin gereğini yapmaları çocukların geleceği üzerinde olumlu yönde etkili olacaktır. Çocuğunun gelişim süreci üzerinde bilinçli olarak rol alan aile bireyleri çocuklarının geleceğinin temellerini daha sağlam bir şekilde atmalarına yardımcı olacaklardır.
Kitap Okuyan Çocuk Yetiştirmede Ailenin Rolü
Ebeveynler çocuklarının eğitim hayatı boyunca kitap okuyan öğrenciler olmalarını sağlayabilirler ya da çocuklarının öğretmenlerine durmadan çocuklarını kitap okumadıkları için şikayet edebilirler. Çoğu ebeveyn çocukları okuma ve yazmayı okulda öğrendikleri için çocuklarının kitap okuma alışkanlığını da okulda kazanacakları yanılgısı içindedirler. Oysa kitap okuyan bireyler yetiştirmek daha çocukların yürümeye bile başlamadığı zamanlarda atılmaya başlanan adımlarla mümkün olmaktadır.
Okuma türleri incelendiğinde karşımıza şekil, sembol, resim, grafik, tablo, beden dili, doğa ve sosyal olaylar gibi görmeye dayalı dünyayı okuma anlamına gelen görsel okuma kavramı çıkmaktadır. Bu okuma türünün kişilerin çevreleri ile iletişim kurmasını kolaylaştırma, zihnin kavrama gücünü arttırma, okuma keyfini arttırma, yabancı dil öğrenimini kolaylaştırma ve dilden bağımsız bir iletişim kurabilmeyi mümkün kılma gibi faydaları vardır. Bu okuma türünün en önemli yanlarından biri daha çocukların harfleri öğrenmeden bile bu okumayı yapılabiliyor olmasıdır. Her akşam henüz 2-5 yaşındaki bireylerle bile içinde çeşitli görseller yer alan kitaplar üzerinde aile bireylerinin yönlendirmesi ve desteği ile yapılan incelemeler; çocukların okumaya olan merakını artıracak, onların okuma alışkanlığı kazanmalarında oldukça faydalı olacaktır. Yine küçük yaşlardan itibaren ebeveynler tarafından yapılan hikaye okuma, masal anlatma etkinlikleri ise çocukların günden güne okumaya olan ilgisini artıracaktır.
Evde aile bireylerinin tamamının katılımı ile düzenlenecek okuma saatleri; çocukların kitap okumanın önemine ailece verilen önemi anlamaları açısından faydalı olacak, okuyan bireyler yetiştirme adına sağlam bir adım olacaktır. Evde saçma sapan dizi saatleri yerini okuma saatlerine bırakmadıkça kitap okumayı alışkanlık haline getiren çocuklar yetiştirmek mümkün olmayacaktır.
Okula Karşı Yetişkin Tutumları Çocukların Tutumlarını Etkiler
Ailelerin okula karşı tutumları çocukların tutumlarını etkilemektedir. Okulların var olma amaçlarının gerçekleşmesi için öncelikle anne ve babaların okulların gerekli ve yararlı bir ortam olduğuna inanmaları gereklidir.
Anne-babalar ya da diğer yetişkinler kendi olumsuz okul hikayeleri ile çocukların okulları olumsuz bir yer gibi algılamalarına sebep olmaktadır. Okul çağına gelen çocuklara okulla ilgili güzel hikayeler anlatmak ya da okulda elde edecekleri kazanımlar, edinecekleri arkadaşlıklar hakkında bilgi vermek onların okulun yararlı bir ortam olduğuna inanmalarında yararlı olacaktır. Okulların gerekli ve yararlı bir ortam olduğuna inanmayan çocukların o ortamda başarılı olacaklarını düşünmek çok da gerçekçi bir düşünce olmayacaktır.
Aşırı Koruyucu ya da Otoriter Ebeveyn Tutumları Sosyal ve Akademik Başarıyı Etkiler
Ebeveynlerin aşırı koruyucu tavırları çocukların girişken bir şekilde sosyal hayatta yer almalarını engellemektedir. Ayrıca bu durum çocukların özgüven gelişimi de olumsuz yönde etkilemektedir.
Çocuklarının sosyalleşmesine imkan sunan ve katıldıkları sosyal ortamda sorunlarını mümkün mertebe kendilerinin çözmesine fırsat veren ebeveynler sosyal yönden başarılı çocuklar yetiştirmede doğru bir adım atmış olacaklardır. Her düştüğünde anne ve babasının elinden tuttuğu bir çocuğun ömür boyu böyle bir beklentiye gireceği de unutulmamalıdır.
Ailede Koşulsuz Kabul Önemli
Ebeveynlerin çocuklarına onları sevmek için başarılı olmaları gerektiği mesajını vermeleri büyük bir hatadır. Bir çocuk her koşulda ebeveynlerinin kendisini seveceğine inanmadığında ya da tam anlamıyla kendini ailesine ait hissetmediğinde herhangi bir alanda başarı gibi bir hedefe sahip olmada zorluk çekecektir. En küçük bir başarısızlıkta ailesinin yanında olmayacağını düşünen bir çocuk aşırı stres altına girecektir ve bu durum onun tüm hayatını olumsuz yönde etkileyecektir. Her ebeveyn tüm varlığı ile çocuğunu kabul etmeli ve bunu ona hissettirmelidir.
Çocuklara Sorumluluk Bilinci Aşılamak Onlar Küçük Yaştayken Mümkündür
Ödevlerini düzenli olarak yapan, okula zamanında gidip gelen çocuklar daha okula hiç başlamadan bu alışkanlıkları kazanıyorlar. Onlar bunu yaşlarına uygun küçük sorumlulukları kendilerine veren ebeveynlerine borçlular. Ebeveynler ya küçük yaşlardan itibaren çocuklarına masaya kaşık getirmek, yerdeki çöpü kaldırmak, odasını düzenlemek, çiçeklere su vermek vb. küçük sorumlulukları vererek toplumsal sorumluluklar açısından bilinçli bireyler yetiştirecekler ya da ihtiyaç duydukları her şeyi çocuklarının önüne koyarak bağımlı ve hiçbir şekilde sorumluluk bilincine sahip olmayan bireyler yetiştireceklerdir.
Ebeveynler Çocukların Yetersiz Yanlarına Yoğunlaşmamalı
Çocuklarda akademik ya da sosyal yönden kaygı oluşmasının temel sebeplerinden biri onların kendilerini yetersiz hissetmeleridir. Kendini aşırı bir şekilde yetersiz hisseden bireylerin bu durumdan olumsuz yönde etkilenmeleri gayet doğal bir sonuçtur.
Yetenek, bir kimsenin bir şeyi anlama, yapabilme ya da bir etkiyi alabilme yeterliliği, gücüdür. Bir bireyin birçok alanda yetenek anlamında yeterli olması nasıl doğal bir şey ise birçok alanda bu anlamda yeterli olmaması da gayet doğaldır. Bir çocuk birçok derste başarılı iken birinde başarısız olabileceği gibi bunun tam dersi de mümkündür. Bu noktada ebeveynlere düşen rol öncelikle bu durumun farkında olmaları ardından çocukların başarısız oldukları alandan ziyade başarılı oldukları alanlara yoğunlaşmalarıdır. Bir alandaki ya da bir dersteki başarısızlığı sürekli yüzüne vurulan çocuğun zamanla kendini genel olarak yetersiz hissetme eğilimine kapılacağı unutulmamalıdır.
Özet
Ailelerin çocuklarının okul ortamında edinmelerini bekledikleri alışkanlıkların birçoğu daha küçük yaşlarda aile ortamında kazanılmaktadır. Mutlu, iletişime açık aile ortamları çocukların her anlamda başarısının temel kaynağı olmaktadır. Bu konuda bilinçli olan ve çocuklarını bu anlamda desteklemek için doğru adımları daha çocukları küçükken atan ebeveynler hem akademik hem de sosyal anlamda gerçek anlamda başarılı bireyler yetiştireceklerdir.
Sana Vakit Ayırıyorum Çünkü Değer Veriyorum Ersin ÇAL sizin için yazdı.
Sınav Stresi Yaşayan Çocuklar Hakkında Velilere Tavsiyeler Ersin ÇAL sizin için yazdı.
Haydi Sen De Ara Ersin ÇAL sizin için yazdı.
1. Sınıf İlk Okuma Yazma Etkinlikleri
YAZAR İLETİŞİM BİLGİLERİ
Youtube Kanalı için TIKLAYINIZ
Web Sitesi: www.egitimseviyesi.com
E Posta: ersin_cal@hotmail.com
İnstagram: https://www.instagram.com/ersin_cal/
Facebook: httpsttps://www.facebook.com/ersincal
Comments